14 Mayıs 2017 Pazar

Yabancılaşma

AnDA (Antalya Dayanışma Akademisi’nin)  5’inci dersi Prof. Dr. Taha Karaman’ın
anlatımıyla "Yabancılaşma"ydı.

Prof. Dr. Taha Karaman, KHK ile görevlerinden ihraç edilen Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın 67. gündür açlık grevinde olduğuna değinerek insanlığa karşı yabancılaşmanın ülkemizde uç noktalara vardığını söyledi. Prof.Karaman, ‘Bu insanlar, insan hakları için bireysel hakları için açlık grevine başladılar. Kimse bunu görmüyor, duymuyor. Toplum tamamen duyarsız. Maalesef insanlar doğal haklara karşı duyarsızlık geliştirmiş durumda. Bu ülkemiz açısından tehlikeli bir gidişin göstergesi. Sadece açlık grevinde ölüme yaklaşan insanlara değil, saygı duruşu yapan insanların bile yuhalandığı bir ülkeyiz. Her şey birbirine yabancılaşmış vaziyette’ diyerek yabancılaşma kavramının toplumda yarattığı etkiyi açıkladı.

Kapitalist süreç içerisinde insanın emeğine, özüne, bedenine ve insanın insana yabancılaştığını dile getiren Karaman, yabancılaşmanın yaşamın her alanında (ergenlik dönemi, aile içi ve mesleki yaşamda vb.) var olduğunu ifade etti ve yabancılaşma sorunu ile karşılaşan insanların bu sorunu yok sayıp günlük yaşamlarına devam etmek yerine soruna karşı mücadele etmeleri gerektiğini söyledi. Karaman, ‘Yaşadığımız her alanda çocuklara karşı, insanlara karşı yapılan haksızlıkları görüyoruz ve biz ne yapacağız? Buradaki duruma yabancılaşarak ya da sinik bir yaklaşımla üzülüp çekip gidecek miyiz?’ diyerek insani bir çözüm üretilmesi gerektiğini vurguladı.

Biz kimiz? Akbaba mı? BM kampına ulaşmaya çalışan açlıktan ve yorgunluktan ölmek üzere olan çocuk mu? Akbaba çocuğun ölmesini bekliyor. Çocuk sürünerek bir kaç km ilerideki BM kampına giden tozlu yolda ince bedenini sürüklemeye çalışıyor. Çocuk hareketsiz kaldı mı? Bilmiyoruz. Akbaba çocuğu gagaladı yedi mi? Bilmiyoruz? Fotoğraf adeta bugünü anlatıyor. AKP olanca gücüyle Eğitim Sen'e saldırıyor. Başımızda Akbaba gibi bekliyor. Kendi yandaş sendikası, havuz medyası, yandaş adaleti başımızda bekliyor. Eğitim emekçilerini sürünen çocuğun yanına çağırıyoruz. Akbaba olmasınlar. Direnen Eğitim Sen içinde hayat var, onur var. Bu fotoğrafa seyirci kalanlar ise en az Akbaba kadar vahşi. Fotoğrafı çeken muhabir daha sonra intihar etti. Seyirciler ise onu bile yapamaz.

Bu resimdeki çocuk hariç her unsur bize Yabancılaşma yı anlatıyor. Akbaba nın yanında yer alanlar ve seyirciler kendi toplumuna, meslektaşlarına, ailesine ve daha önemlisi kendi kendilerine Yabancılaşan, aslında çalışan, emekçi olan ama sermayeyle birlikte davranan bireyler dir. Bu fotoğrafta bizi ve dünyayı etkileyen tek unsur çocuktur. 

Karaman, ‘Psikoterapide bir yöntem vardır. Terapist, gruba katılır. Gözlemcidir. Ama gözlemci olmak yetmez. Şuan toplum olarak hepimizin yaptığı bir anlamda gözlemciliktir. Psikoterapi katılımcı gözlemci olmayı zorunlu kılar. Katılımcı gözlemci kendisini ortaya koyarak diğerleriyle etkileşime girebilir. Katılımcı gözlemci olduğumuz zaman kendimizi ortaya koyarız, o zaman üzülürüz, rahatsız oluruz. Aynı zamanda işimizi de yaparız. Katılımcı gözlemci olmadan iyi bir terapi yapma şansımız yoktur. Sadece gözlemci olduğunuz zaman, zaten sizi kimse benimsemez. Maalesef çoğu zaman gözlemci düzeyinde kaldığımız için toplumsal olarak çok da bir yere gitme şansımız kalmaz. Bu nedenle yaptığımız işi eleştirebilmeliyiz, yanlışlıkları da görebilmeliyiz. Kısacası konunun, olayın farkına varmalıyız. Farkına vardığımız zaman değişim şansı vardır’ diyerek toplum olarak insanlığımıza yabancılaştığımızı ve ne zaman toplumsal olarak yaşanılan haksızlıkların farkına varılırsa, o zaman toplumun değişme şansının olabileceğini belirterek sözlerini sonlandırdı.

İzleyicilerin, yoğun katılımıyla gerçekleşen ders, soru-cevap kısmının ardından sona erdi.
banner
Önceki
Sonraki

0 yorum: